Evlenme törenleri bağlı bulunduğu kültür
tipinin öngördüğü belirli kurallara ve kalıpla uydurularak
gerçekleştirilir. Evlenme, tören, töre, adet, gelenek, görenek ve
inanma bakımından zengin bir tablo çizer.
Evlilik
Öncesi Aşağı Çiftlik'te kızlar 17-18, erkekler askerlik
dönüşü 22-23 yaşında evlenme çağına gelmiş olarak kabul edilirler.
Evlilikte akraba olmaması şartı aranır. Evlenmede “sıra gütme” adı
verilen bir tür sıra gözetimi vardır. Öncelikle abla ve ağabeylerin
evlenmelerine dikkat edilir. Ancak önemli bir engel değildir.
Evlenme yaşına gelen gençler evlenme
isteklerini evin büyüklerine söyleyemezler. Çeşitli yollara başvurarak
bu dileklerini belli ederler. Bir kaçını şöylece sıralayabiliriz.
Ayakkabıları ters çevirme, devamlı of çekme, süpürgenin üstüne oturma
v.b.
Evlenme Aşamaları
Kız bakma – Kız Görme
Aşağı Çiftlik'te evlenme çağına gelen oğullarına önce beğendiği
bir kız olup olmadığını sorar. Eğer oğlan kız beğenmeyi ailesine
bırakırsa ailesi önce çevreden soruşturarak kız arar. Kız ararken
kızda ve ailesinde ahlaki yapı, maddi durum, fiziki v.b. özellikleri
arar. Oğlunun beğendiği bir kız varsa aynı özellikler soruşturularak
araştırılır. Çevredeki evlenme törenleri kızlarla erkeklerin
birbirlerini görüp tanışma ortamlarıdır. Eğer bir kıza karar verilirse
kız evine görücü gönderilir.
Görücüler oğlanın annesi, teyzesi, halası,
yengesi ve komşu kadınlardır. Kız evi bu ziyaretin nedenini sezer.
Gelin adayı gelenleri güleryüzle karşılar. Teker teker ellerini öper.
El öpme sırasında ve ziyaret boyunca kız belli edilmeden incelenir.
Vücutça bir kusuru olup olmadığına dikkat edilir. Yürüyüşü, oturması,
kalkması, davranışları gözlenir. Evin temizlik ve düzenine bakılır.
Kız
beğenilmişse görücülerden yaşlı bir hanım, kızı beğendiklerini, uygun
görürlerse kararlaştırılacak bir günde erkeklerin kızı istemeye gelip
gelemeyeceklerini sorar. Kızın annesi ya da yakınlarından biri bu
tekliften memnun kalmışsa “Mademki siz münasip gördünüz kısmetse olur,
ama bir kere de erkeklere danışalım” der. Görücü misafirler uğurlanır.
Kız isteme - Söz Kesme
Kız evinde erkekler oğlanın mesleğini, iyi
ve kötü alışkanlıklarını belli etmeden araştırırlar. İyi olduğuna
kanaat getirilirse oğlan evine bir gün verirler. Kız istemek için
oğlanın ailesinden, akrabalarından, iş arkadaşlarından çevrede
saygınlığı ile tanınan kişilerden oluşan bir grupla kızı istemek üzere
kız evine giderler.
Gelinlik kız her birinin elini öperek,”hoş
geldiniz” der. Kadınlar bir daha da erkek misafirlerinin yanına
çıkmazlar. Yalnız kız arada bir şeker, kolonya, çay, kahve v.b.ikram
etmek üzere odaya girip çıkar. Gelinlik kızın üzerinde en güzel
elbisesi vardır. Erkekler selamlaşıp hatır sorduktan sonra tanışırlar,
sohbet ederler. Bir süre sonra sedirde oturan erkek evinden bir kişi
ayağa kalkarak “haydin başlayalım” diyerek odanın ortasına gelir.
Bunun üzerine kız evinden bir kişi kalkarak karşısına geçer. Bunlar
kız ve erkek evinin en yakın akrabalarıdır. Önceden seçilirler.
Bunlar, nişan, takı, karşılıklı hediyeler, eşyalar ve baba hakkı
(başlık parası) konusunda konuşup anlaşırlar.
Baba hakkı son
yıllarda çok azalmıştır. Baba hakkının temelinde ekonomi ve evlilik
kurumuna saygı yatmaktadır. Baba hakkıyla kızın ailesine düğün
masraflarına katkı, evlenme yoluyla evden ayrılan işgücünü ve ekonomik
güçlüğü karşılamak amaçlamaktadır.
Kızın verilmesi kesinleşince söz kesilir.
Kız evi söz bohçası verir. Düğün için kız tarafına, terlik, çorap,
ayakkabı, tuvalet takımı, nişan elbisesi ve çeyiz eksiklerini
tamamlamak için patiska v.b. verilir. Oğlan tarafı da evlerindeki kişi
sayısı kadar, yakın akrabalar dahil bohça ister.
Söz kesiminde
erkek tarafı kıza grep, çorap, elbiselik kumaş, terlik v.b.olan bohça
verir. Kız tarafı da söz bohçasını, mendil, gömlek, kravat, çorap,
v.b.söz kesti alameti olarak koyar. Bohçalar karşılıklı verilince söz
kesilmiş olur. Odada bulunanlar kız ve oğlan babasını “Hayırlı uğurlu
olsun “ v.b. şeklinde iyi dilek ve temennilerde bulunurlar. Kız
tarafından birisi lokum ve şeker ikram eder. Müstakbel gelin odada
bulunan herkesin elini öper, kızın eline bir miktar para verilir.
Nişan günü tespit edilerek dağılırlar.
Nişan
Nişan evliliğe atılan ilk adımdır. Bu
törenle kız ve oğlanın evlenme istekleri çevreye duyurulmuş olur.
Nişan kız evinde yapılır. Nişan günü kız evi oğlan evi tarafından
istenilen bohçaları yanında bir tepsi nişan tatlısını oğlan evine
gönderir. Oğlan evi nişan tatlısını nişan alameti olarak konu komşu,
akrabaya dağıtır. Kız ve oğlan tarafının ve köy halkının hazır
bulunduğu bir bahçede nişan töreni yapılır. Yüzükler bu törende
takılarak gençlerin nişanları ilan edilir. Köy halkı bu törenlere
büyük ilgi gösterir. Daha sonra düğün günü kararlaştırılır.
Düğün
Düğünler bazen salı günü başlayıp pazar
günü sona erer. Bu düğünler “perşembe düğünü” ve “pazar düğünü” olarak
adlandırılır. Köylerde daha çok pazar düğünü yapılmaktadır. Düğüne
cuma gecesi kız evinde, cumartesi günü oğlan evinde başlanır. Düğüne
komşular, akrabalar ve köylüler katılır. Oğlan evine yakın bir yerde
komşu evinde veya bir kahve ocağına giderek düğünü kutlarlar. çay
kahve içilir.
Kadınlar hediyeleriyle birlikte düğün evine
giderler. Kız evinde ve erkek evinde cümbüş vardır. Kızlar rengarenk
elbiseleri pırıl pırıl parlayan oyalı grepleriyle maniler, türküler
söyleyip oynarlar.
Köyde delikanlılar oynayan kızları 30-40
metre öteden seyrederler. Kızlara yaklaşıp laf atmak hoş karşılanmaz.
Eğlenceler kızlarla delikanlıların karşılıklı bakışmaları, kızların
delikanlıların imalı maniler söylemesiyle sürer.
Çeyiz
Götürme - Çeyiz Gösterme
Kız evinin düğün tarihinden önce çeyiz adı
verilen bir takım eşyaları hazırlayıp alması adettir. Düğünden bir
müddet önce damat ve gelin kendi yakınlarından bir kaç kişiyle giyecek
ve ev eşyası almak için alışverişe çıkarlar. Buna “ çeyiz düzme”
denir. Bu
arada gelinlik alınır veya diktirilir. Kızın çeyizi tamamlanınca konu
komşuya gösterilir. Çeyiz düğüne bir hafta kala veya alay gününde
damat evine davul zurna eşliğinde bayrakla götürülür. Tekirdağ'da
çeyiz taşınırken sandığın üzerine oturma adedi vardır. Bahşiş
alınmadan kalkılmaz. Çeyiz oğlan evinde duvarlara asılır, masalar
üzerinde sergilenir. Bu hazırlık tamamlanınca düğüne bir kaç gün kala
adına “okuyucu” , “fike” veya “yiğitbaşı” adı verilen genellikle fakir
ve dul bir kadın komşuları, hısım akrabayı ve diğer köylüleri tek tek
gelin hamamı, hamam gecesi, ana kınası ve kız kınası için çağırır.
Okuyucu kadının sepetinde yaşlılar için kına, gençler için kırmızı
kurdeleyle bağlı tel bulunur. Köyün yaşlı kadınlarına birer fincan
kına verir. Genç kızlar kız kınası için yapılacak olan peksimet yapımı
için kız evine çağırır. Okuyucu kadına çağırdığı evlerden mendil,
havlu, kumaş, para ve yiyecek gibi şeyler verir. Köy kahyası da
muhtelif yerlerde bağırarak düğüne davet eder.
Gelin
Hamamı
Köyün kadınları hamama çağırılır. Hamam
parasını oğlan evi verir. Hamamda türküler söylenir, maniler atılır,
tef eşliğinde oynanır. Gelinin arkadaşları gelinle oynarlar. Hamam
sonrası kız evi yemek verir. Bu yemekte özellikle yufka böreği
yapılır. Pirinç çorbası, dolma ve aşure v.b.ikram edilir.
Hamam Gecesi
Bu gece hamama gelen kadınlar arasında
yapılan bir eğlencedir. Gelin kız en güzel elbisesini giyer. Genç
kızlar darbuka çalar, mani söyler. Oynarken gelinin başına hamam tası
konur. Bunun içine para atılır. Toplanan bu paralar tellaklara bahşiş
olarak verilir.
Kına Gecesi (Ana Kınası)
Aşağı
Çiftlik'te kına adedi çok yaygındır. Kına yakılırken gelinin ve
güveyin avucuna konan para kısmet içindir. Onları ömür boyu
kötülüklerden koruyacağına inanılır. Geline kına yakılırken başına al
örtmesi al basmasından korunmak içindir. Kötülük ve dan korunmak için
gelinin yüzü örtülür.
Aşağı Çiftlik'te genellikle cuma günü
gecesi kız evinde ana kınasını kutlamak için toplanırlar. Konuklar
gelin evinin en yakın komşuları, akrabalarıdır. Bazen kınaya oğlan
tarafından kızlar da gelirler. Mevsim yazsa dışarıda, kışsa içeride
toplanırlar. Gelin kına gecesinde gelinlik giymez. Ya nişan elbisesini
yada başka bir elbise giyer. Gelin kızın başı mum çiçekleriyle
süslenir. Bazen kına gecesi için ince çalgı tabir edilen keman,
cümbüş, darbukadan oluşan çalgıcılar tutulur. Çalgıcı tutulmazsa
kızların çaldığı darbuka eşliğinde, türküler söylenir, oyunlar
oynanır.
Kına yakılmadan önce genç kızlar çeşitli kılıklara girerek oyun
çıkarırlar. Mani atışırlar. Kına gecesinin son saatlerine doğru geline
kına yakılır. Kına yakılacağı zaman gelini bir sandalyeye oturtup
yüzünü kırmızı greple örterler. Gelin bu sırada ağlamaya başlar. Eğer
ağlamazsa kınanır, ayıplanır. Gelinin kınasını yengeler yakar. Kına
yakmadan önce gelinin omzuna bir mendil koyarlar. Gelinin ellerine ve
ayaklarına kına yakarlar. Gelinin ellerini, gelinin çeyiz sandığından
çıkarılan oyalı kına bezleriyle sararlar. Kına yakılırken kızlar kına
vurma türküsünü söylerler. Eğer gelin uzak bir yere gidiyorsa kına
yakılırken hasretliği, gurbetliği anlatan türküler söylenir. Gelini
kına için bağlanmış elleriyle oynatırlar. Kına yakılırken para
yapıştırırlar veya gelinin avucuna para koyarlar. Gelinin arkadaşları
gelinin yanında kalarak, sabaha kadar eğlenirler, hiç uyumazlar.
Güneş doğmadan önce çalgılar alınarak, köy
içinde yakın bir çeşmeye gidilir. Gelinin annesi ve babası genç
kızlara gelinin kınasını yıkatırlar. Gelinin avucundan çıkan paraların
bir kısmını arkadaşlarına verirler, bir kısmını ise gelinin sandığına
ve damadın cebine kısmeti açılsın diye koyarlar.
Gelin
Salınması ( Kız Kınası)
Oğlan evi cumartesi günü genç kızları
sabahtan berbere götürür. Akşam için ince çalgı tutulur. öğleye kadar
iş biter. Kızlar düğün evine dönerler. Cumartesi öğleden sonra oğlan
tarafı kız evine gider. İki tarafın davetlileri bir araya gelir.
Davetlilere akşam kız evinde yemek verilir. Bu sırada gelin salınması
için davetliler toplanmıştır. Gelin o gece gelinlik giyer. Ağır bir
müzik çalar. Bu müzik daha çok “kırmızı gül “ türküsüdür. Ortaya bir
sandık, sandığın üzerinde içi su dolu bozuk paraların konduğu bir tas
konur. Önde, başında yeşil bir başörtü bulunan gelin ve kollarında iki
yenge, arkada ikişer ikişer grup olmuş kızlar tasın etrafında üç defa
dönerler. Gelin üçüncü turun sonunda sandığa bir tekme vurur. Tas
devrilir, bozuk paralar etrafa saçılır. Çocuklar bu paraları
kapışırlar. Gelin önce yengelerin sonra davetlilerin elini öper.
Gelin Alayı
Pazar sabahı gelini almaya gidecek olan
alay arabalarını oğlan tarafı hazırlar. Kız tarafı da kızın eşyalarını
gönderme hazırlıkları yapar. Alay arabalarının üstleri renk renk
kilimlerle sarılır. Arabalar kapalı hale getirilir. Gelinin bindiği
araba en yakın komşusunun arabasıdır. Son zamanlarda bu arabaların
yerine özel taksi, minibüs ve traktörler almıştır. Gelin arabasına
güveyin komşuları, hala, teyze ve yenge gibi yakın akrabalarından biri
biner. çalgıcılar öndedir. Bunların ardında gelin arabası ve diğer
arabalar güle oynaya kız evine doğru yola çıkarlar.
Alaya atlarıyla
katılan gençler gelin arabasının önünde dururlar. Mendil veya çevre
isterler. Gençlerin bu arzuları gelinin bu iş için hazırlanmış
bohçasından karşılanır. Alay köyün dışında uygun bir alanda durur.
Çalgıcılar “koşu havası” çalmaya başlarlar. Atlı gençler at koşusuna
geçerler. Koşu menzili 3-4 km.dir. Verilen işaret üzerine koşu başlar.
Birinci gelen atlı gelinin arabasına gider, gelin alayının geldiğini
müjdeleyen koşu yastığını alır ve damadın evine yollanır. Öte yandan
bahçede tıraş edilmekte olan damadın sağdıcı koşuda birinci gelen
atlının elinden bu yastığı alır. Hediyesini verir. Yastık uygun bir
yere konur ve günün hatırası olarak saklanır.
Şimşir
(Ahret Dalı)
Gelinin ahret kardeşi veya arkadaşları
tarafından hazırlanır. Köylerde kızlar birbirleriyle ahret tutarlar.
Bunlardan hangisi önce evlenirse ona ahreti veya ahretleri şimşir
hazırlarlar. şimşire iğneden ipliğe ne varsa ondan konur (iğne, iplik,
meyve, oyuncak, tarak v.b.). Bunlar bir çam dalına iplikle tutturulur.
Dalın ucu toprakla dolu bir tenekeye veya saksıya yerleştirilir. Alay
geleceğine yakın bütün davetliler çalgılar önde, gelin arkada ahretin
evine gidilir. Orada bir saat oynadıktan sonra şimşir ve bohça
alınarak eve gelinir. Buna karşılık oğlan evinde ahretliğe çamaşır ve
elbiselik verilir. Delikanlılar tarafından alayın geldiği haber
verilir. Gelini içeriye sokarlar.
Telli
Horoz
Köyün gençleri gelin alayı gelmeden önce
çalgıcılarla birlikte sabah ezanı okunduğu zaman oynayarak oğlan evine
giderler. Oğlan evinde damadı ve damadın yakın arkadaşlarını birer
birer uyandırırlar. Bahçede oynarlar, eğlenirler.
Buradaki eğlenceler bitince yeniden
çalgılarla birlikte kız evine gidilir. Kız evi köy gençlerine ya bir
bilezik veya bir elbise asar. Tekrar oynanır. Gelin, erkek tarafından
gelenlerin ellerini öper. Her elini öptüren para verir. Gelinin
yengesi de birer havlu verir. Köyün gençlerine büyük bir tepside,
bütün her tarafı telle sarılmış bir pişmiş horoz, yanında çeşitli
içkiler, peksimet denilen ufak kurabiye gibi şeyler verirler. Telli
horozu yiyen içkileri içen gençler coşarlar, oynarlar ve silah
atarlar.
Çömlek Kırma
Gelin alayı kız evine gelince önce gelin
çıkartılmaz. Gelinin arkadaşları türkü söyleyerek gelini kaynananın
yanına getirirler. Kaynana bu kızlara para verir. Kızlar gelini
kaynananın önüne getirerek bırakırlar. Gelin kaynanasının ve
akrabaların ellerini öper. Gelinle kaynana oynarken aralarında çömlek
kırar.
Toprak Bastı
Oğlan tarafı gelin
almağa gittiği zaman kız tarafının bayrağı ve çalgıları oğlan
tarafının bayrağı ve çalgılarıyla birleşerek toplanırlar. Gençlerle
konuşulur, anlaşılır. Bir miktar para ile mendil, çevre, havlu v.b.
verilir.
Gelin İndirme
Alay koşudan sonra yavaş yavaş köy içine
girmeğe başlar. Alayın köye dönüşü ağır yapılır ve nihayet oğlan evine
gelinir. Gelin arabası avluya çekilir. Diğer arabalardakiler,
davetliler daha önceden yerlerini almışlardır. Oğlan damatlık
elbiselerini giymiş hazır beklemektedir. Gelin arabadan indirilir.
Başı al bir greple örtülüdür. Damat, tıraşında bulunan arkadaşlarının
ardından odasına çıkar. Güveyin çeyiz odasını terk etmesinden sonra
gelin içeriden çıkartılır.Bir sandalye üzerine çıkarılarak hazır
bulunanlara gösterilir.
Düğün Sonrası
Düğün günü
Bu günde gelinin gelin gittiği evin
erkeklerinin karıları dallı giyerler. Diğer kadınlar normal giysiler
içerisindedir. Kadınlar çeşitli oyunlar oynarlar, mani türkü
söylerler, eğlenirler.
Düğün Tatlısı
Düğünden bir hafta
sonra kız evi baklava, revani v.s.tatlılar yapar. Gelinle damat
çağrılır. Bunların yanısıra kız ve oğlan evinden davetliler çağrılır.
Yemekten sonra gençler bir odada, yaşlılar bir odada toplanır, kendi
aralarında eğlenirler. |
|